Dünyanın
farklı coğrafyalarına ait diğer yemek kültürlerinde
olduğu gibi, Doğu Karadeniz yemek kültürü de, farklı etkileşimlerle gelişerek şekillenmiş
ve zaman içinde de kendi koşullarına özgü bir beslenme alışkanlıkları
geleneğini temsil eder hale gelmiştir. Bölge insanının yaşam
biçimiyle de doğrudan ilişkili olarak, genelde olabildiğince pratik,
sade bir hazırlama ve tüketme tarzını yansıtan bu geleneğin
en temel ayırdedici elementleri; hamsi, lahana ve tereyağı olarak ön plana çıkar.
Hatta, bir kaç yüzyıl öncesinde bölgeye getirildiği bilinen mısır
bitkisi de, coğrafi şartlar nedeniyle tahıl yetiştirilemeyen
topraklara bire bir uyum sağlamış ve bu niteliğiyle kısa
sürede yaygınlaşarak, bölgenin tahıl ve un ihtiyacı açısından,
yemek kültürünün temel elementleri arasına katılmıştır.
Dışarıdan geldiği halde kısa sürede Doğu
Karadeniz mutfağının simgeleri arasına giren mısır,
bölge açısından farklı coğrafi etkileşimlerin en
temel örneklerinden birisidir. Deniz ulaşımı ve ticari ilişkiler
sayesinde özellikle Ege ve Akdeniz mutfaklarıyla kurulan ilişkinin
daha eski ürünleri ise muhtemelen baharatlar olmuştur ve yine bu etkileşimin
karşılıklı sonuçlarından biri gibi görünen,
"Pide ve Pizza" gibi bazı benzer yemeklerin asıl kökeninin
ya da asıl esin kaynağının neresi olduğu ise hala tartışmalıdır.
Yine, coğrafi engellere rağmen, Doğu Anadolu mutfağı
da bu etkileşimlerin bir başka önemli boyutunu oluşturmuştur.
Özellikle yemeklerde kırmızı et ve peynir kullanımının
yaygınlaşması da, bu etkileşimin sonuçları olarak değerlendirilebilir.
Çünkü, Doğu Karadeniz'de evcil otçul hayvanlar esas olarak,
etleri için değil, süt ve yağ kaynağı olarak yetiştirilirler
ve beslenirlerdi. Bu nedenle bölgede kırmızı ete dayanan zengin
ve köklü bir et yemekleri geleneğinden bahsetmek mümkün değildir.
Yine aynı şekilde, peynir ve peynir üretim teknikleri de genelde
yine Doğu
Anadolu kaynaklıdır. Tarihin doğal akışı içinde
gelişen tüm bu etkiler ve etkileşimler, bölge toplumunun yaşam
koşullarına, tüketim alışkanlıklarına ve üretim
imkanlarına göre şekillenmiştir.
Günümüzde,
geleneksel Doğu Karadeniz
mutfağı için en önemli dejenerasyon tehdidi, mutfağımızın
tarihsel süreç içinde şekillenmiş olan kendine has otantik sadeliğinin
ve çizgisinin, medyatik kaygılarla dejenere edilip, bir takım uydurma
yemeklerin, uydurma isimlerle, Doğu Karadeniz mutfağının
geleneksel ürünleriymiş gibi sunulmasıdır.
Otantik değerler ile popüler değerleri birbirinden ayıramayan
bazı dostlarımız, geleneksel mutfağımızı
zenginleştirmek ya da daha ilginç kılmak gibi iyi niyetli çabalar
içinde olduklarını düşünebilirler. Fakat unutulmamalıdır
ki, otantik olan değerler, ancak oldukları gibi korundukları sürece
otantik olarak kalabilirler.
Doğu
Karadeniz yemek kültürü içinde Sürmene mutfağı da, bu geniş
coğrafyanın farklı stillerini ve geleneklerini bünyesinde
toplayan bir odak olma özelliğiyle dikkat çeker. Bu durum da şüphesiz
Sürmene'nin coğrafi konumunda kaynaklanmaktadır. Çok lokal
nitelikli bazı yemekler dışında, Doğu Karadeniz yemek
kültürünün genel özelliklerini Sürmene mutfağında görebilmek
ve örnekleyebilmek mümkündür.
Sürmene
Mutfağından Örnekler :